Dîvânu Lugâti’t-Türk’ü Endüstri 5,0 İçin Okumak

BAŞ NOT:
Kaşgarlı Mahmud’a yönelik övgü ifadeleri onu tanımaktan başka bir anlama gelmez. Kaşgarlı Mahmut bir put, Divan-I Lugati Türk mukaddes bir dogma değildir. Bizzat Kaşgarlının kendi talebi ile geliştirilmesi gereken ALATURKA MEDENİYET DEĞERLERİ’nin Kurucu metinlerinden birisidir. Sembolik bir dille ifade edecek olursak Divanı Lugati Türk arkeolojik bir kazıda bir kutuda bulunan ata tohumu gibidir. O tohumu dondurup ona dokunmadan onu o şekliyle dokunulmaz kılmak değil tohumu ekip dallandırıp budaklandırarak yarınlara taşımaktır aslolan. DLT bir Ata tohumudur. Yani Divanı Lugati Türk “copy paste” değil “Root Code”dur. Open Source’dür. 400 yıldır yönlendirilen Doğunun Yapay Zekâ Çağına Maveraünnehir Epistemolojisi ile Yönvermesidir.
Kaşgarlı Mahmud tarafından Divanı Lugati Türk Kitabında bir Sistem Mühendisliği ve Endüstri 5.0’ın İnsan-Makine Entegrasyonu için Endüstri 4.0’a müdahil olacak Yeni Bir Paradigma Önerisi Saklıdır. Kök kültürden beslenerek yarınlara seslenecek mütefekkirleri çağırmaktadır. Bir arkeolog hassasiyeti ile Divanı Lugati Türk’te “Root Code” üretecek kazı yapılmalıdır.
MAVERAÜN NEHİR EPİSTEMOLOJİSİ İLE
ENDÜSTRİ 4.0’A MÜDAHİL -ENDÜSTRİ 5.0’A MUHARRİK GÜÇ OLMAK
Bu çalışma, Endüstri 5.0’ın ihtiyaç duyduğu insan-merkezci, sürdürülebilir ve şeffaf sistematiğin kök kodlarını “Maveraünnehir Epistemolojisi” olarak adlandırdığımız tarihsel birikimde bulmaktadır. Bu epistemoloji; İmam Azam Fıkhı‘nın rasyonel yaşam standardı (sistemin kural tabanı), Gazali Diyalektiği‘nin eleştirel tefekkür süreci (sistemin sorgulama ve denetleme mekanizması) ve Ahi Evran İrfan’ının pratik-ekonomik otokontrol sistematiği (sistemin toplumsal uygulaması) üzerine kuruludur. Kaşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk ile kurucu paydaşı olduğu bu entelektüel iklim, Ahi Evran tarafından mistik keşişliği “mürid üreticiliğe” eviren pratik bir örgütlenme modeline dönüştürülmüştür. Başka bir deyişle, DLT’nin sunduğu “işletim sistemi şartnamesi”, Ahilik müessesesini doğurmuş; teorik olanı pratiğe, dili ise endüstriyel ve sosyal bir sisteme dönüştürmüştür. Kaşgarlı Mahmud Ahi Evran doğurmuştur. Ahilik asra yön veren insan öncelikli bir üretim faktörleri örgütleme modelli olmuştur. DLT’ün Mavera ün Nehir epistemolojisi ile okunması Ahilik Müessesesini Endüstri 4.0’a uyarlamak demektir.
Özet
Endüstri 5.0, üretim odaklı Endüstri 4.0 paradigmasının ötesine geçerek, teknolojinin insanı tamamladığı, sürdürülebilir, dayanıklı ve insan-merkezci sistemleri hedeflemektedir [1]. Bu dönüşüm, insan-makine işbirliğinin en doğal arayüzü olan doğal dil etkileşiminde verimli, şeffaf ve bağlama duyarlı modellere olan ihtiyacı şiddetlendirmiştir. Mevcut büyük dil modellerinin kaynak açgözlülüğü, halüsinasyon eğilimi ve “kara kutu” yapısı, bu ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaktadır [2]. Bu makale, söz konusu açmazların aşılması için tarihsel ve felsefi bir temel sunan Kaşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk (DLT) eserinin, Endüstri 5.0 için yeni bir dil modeli paradigmasının şartnamesi olarak okunması gerektiğini iddia etmektedir.
Mevcut DLT çevirileri, eserin bu potansiyelini büyük ölçüde göz ardı etmektedir. Çeviriler, Arap harfli Türkçe kelimelerin Latinizasyonunda subjektif ve etimolojik kökenden kopuk anakronik dayatmalar içermekte [3], ve Kaşgarlı’nın dildeki “mühmel” (kullanılmayan/potansiyel) ve “müsta’mel” (kullanılan/işlevsel) unsurlar arasında kurallı bir entegrasyon öneren sistem mühendisliği yaklaşımını [4] ve onun 11. yüzyıl İslam medeniyetinin disiplinler arası entelektüel evrenindeki yerini [5] yeterince vurgulayamamaktadır.
Bu çalışma, eleştirel bir çeviri analizinin ardından, DLT’yi Endüstri 5.0’ın ihtiyaçları doğrultusunda “okuyacak” ve onu geleceğin YZ sistemleri için işlenebilir bir temele dönüştürecek iki temelli bir metodoloji önermektedir:
- Disiplinler Arası ve Çok Dilli Bir Uluslararası Konsorsiyum:Türk Dünyası Ortak Alfabesi Hazırlama Komisyonu öncülüğünde, dilbilim, Belâgat, Meânî, Beyan ve Bedi ilimlerinde icazetli müderrisler, tarih, İslami ilimler, yazılım mühendisliği, sensorizasyon, robotik, nesnelerin interneti, nanoteknoloji, siyaset bilimi, topografi, CBS ve yapay zekâ alanlarında uzmanlardan oluşan bir ekip Türk Dünyası Ortak Alfabesini (TDOA) Köprü dil olarak kullanıp DLT çevirisini yapmalı.
- NLP-Destekli Bir Çeviri ve Modelleme Süreci:Çeviri sürecinin, DLT’nin kendi içerdiği morfolojik ve fonotaktik kuralları bir “kural motoru” olarak kodlayan ve bu kuralları çeviri önerileri oluşturmak, aynı zamanda da “Alaturka Entegrasyon Modeli” gibi hibrit YZ mimarilerinin çekirdeğini beslemek için kullanan bir Doğal Dil İşleme (NLP) pipeline’ı ile desteklenmesi [6].
Nihai hedef, DLT’yi salt tarihsel bir metin olarak değil, Endüstri 5.0’ın insan-merkezci, sürdürülebilir ve dayanıklı dijital ekosistemi içinde, özellikle de “Alaturka Entegrasyon Modeli” için, operasyonel bir dil işletim sistemi şartnamesi olarak konumlandırmaktır.
Anahtar Kelimeler: Kaşgarlı Mahmud, Dîvânu Lugâti’t-Türk, Endüstri 5.0, İnsan-Merkezcilik, NLP, Yapay Zekâ, Sürdürülebilirlik, Disiplinler Arası Çalışma, Çeviri Eleştirisi.
1. Giriş: Endüstri 5.0’ın Dilsel Açmazı ve Tarihsel Bir Çözüm Önerisi
Sanayi devrimlerinin evrimsel seyri, toplum ve teknoloji arasındaki ilişkinin yeniden tanımlandığı kritik bir eşikten geçmektedir. Endüstri 4.0’ın öngördüğü yüksek derecede otomasyona dayalı “akıllı fabrikalar” paradigması, yerini insanın tekrar üretim süreçlerinin merkezine yerleştirildiği, sürdürülebilirliğin ve toplumsal refahın önceliklendiği “akıllı ve uyumlu toplum” vizyonuna, kısacası Endüstri 5.0’a bırakmaktadır [1]. Bu yeni faz, teknolojinin nihai amacını, salt verimlilik artışı olmaktan çıkarıp, insan yeteneklerini güçlendiren, esneklik sağlayan ve sosyal ve ekolojik sınırlar dahilinde faaliyet gösteren bir “ortak çalışan” konumuna evriltmeyi hedeflemektedir.
Bu insan-merkezci dönüşümde, yapay zekânın (YZ) ve özellikle onun doğal dil arayüzlerinin rolü kritiktir. Zira insan-makine işbirliğinin en doğal ve verimli zemini dildir. Ancak, mevcut büyük dil modelleri (LLM’ler) bu rolü üstlenmekte ciddi engellerle karşılaşmaktadır. Bu engelleri üç başlıkta toplamak mümkündür:
- Kaynak Açgözlülüğü:Eğitim ve çıkarım aşamalarında tükettikleri muazzam enerji ve hesaplama gücü, Endüstri 5.0’ın sürdürülebilirlik taahhüdüyle doğrudan çelişmektedir [2].
- Şeffaflık Eksikliği:İstatistiksel ilişkilere dayalı “kara kutu” yapıları, ürettikleri çıktıların neden ve nasıl oluştuğuna dair açıklama yapmayı zorlaştırmakta; bu da Endüstri 5.0’ın temelini oluşturan güven olgusunu zedelemektedir.
- Kültürel Bağlam Körlüğü:Evrensel bir veri kümesi üzerine eğitilmiş bu modeller, yerel dilin morfolojik inceliklerini, kültürel nüanslarını ve bağlamsal derinliğini anlamakta yetersiz kalmakta, dolayısıyla gerçek anlamda insan-merkezci bir etkileşim kuramamaktadır.
İşte tam bu noktada, 11. yüzyıl bilgini Kaşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk (DLT) eseri, sürdürülebilir, şeffaf ve bağlama duyarlı dil modelleri inşa etmek için beklenmedik ve güçlü bir tarihsel şablon sunmaktadır. Kaşgarlı’nın, dilin sonsuz görünen kombinatorik potansiyelini (“mühmel“) dil topluluklarının iletişimsel ihtiyaçları doğrultusunda kürate edilmiş, işlevsel bir alt kümeye (“müsta’mel“) indirgeyen sistematik yaklaşımı [3], modern YZ’nin anlam buhranı ve verimsizlik problemlerine ışık tutabilecek bir “Alaturka Entegrasyon” felsefesi barındırmaktadır. Bu makale, DLT’yi salt bir sözlük olarak değil, Endüstri 5.0’ın dilsel açmazlarına yönelik tarihsel bir çözüm önerisi ve geleceğin hibrit YZ mimarileri için bir yol haritası olarak okumayı önermektedir.
2. Mevcut Çevirilerin Eleştirisi: Endüstri 5.0’ın Ruhunu Kaçırmak
Recim etimolojisi ile aynı kökten gelen tercüme doğası gereği ilk metnini recmeder. Divanı Lügati Türk’ü Recmetmeyelim… DLT’nin potansiyelini ortaya çıkarmak, onu doğru bir şekilde anlamak ve yorumlamaktan geçer . Ne var ki, eserin mevcut çevirileri, büyük ölçüde, onu bu perspektiften okumayı engelleyen metodolojik kısıtlar taşımaktadır. Mevcut çeviriler, DLT’yi genellikle filolojik bir metin, bir kelime hazinesi olarak ele almış, ancak onun bir sistem mühendisliği şaheseri olduğu gerçeğini yeterince vurgulayamamıştır.
Mevcut çeviri pratiğinin en temel sorunu, Arap harfli Türkçe sözcüklerin Latin alfabesine aktarımında yapılan anakronik ve subjektif tercihlerdir. Bu tercihler, kelimelerin yaşayan formlarının (ayak izlerinin) izini sürmeden ve metnin kendi içindeki tutarlılığına bakılmaksızın yapılmıştır.
Bu durumu netleştiren temel eleştiriler şunlardır:
- Anakronik Okuma (Kayı/Kığı Farkı): Tıpkıbasım 21. Sayfada Batıdan doğuya doğru Türk Kabileleri sayılırken “قَاى” olarak yazılan Kayı Kabilesi zikredilmiş, 40. Sayfada ise Oğuz boyları sayılırken “قيغ” olarak yazılan KIĞI Boyu “Kayığ” diye okunarak Kayı boyunun hem Türk kabileleri hem de Oğuz boyları içinde yer aldığı savları üzerine akılalmaz fikirler yürütülmektedir. Siyasi parti logosu olarak dahi kullanılan bu IYI şeklindeki logo kabulü, özensiz bir yanlış okuma üzerine inşa edilmiş anakronik bir tekrar olan tarihi yanılgıdır. Bocanak /Boşnak-Peçenek okumasında da aynı hata mevcuttur.
- Sübjektif ve Etimolojik Dayanağı Olmayan Okuma (Mönü): Tıpkıbasım Sayfa 50’de geçen “بِيرْ أَبُمْ مُونْ” (Bir öpüm Mönü) – (حَسْوَةٌ مِنْ مَرَقَةٍ) – Besim Atalay Bey tarafından “Bir öpüm Mun” diye çevrilmiş ve “çorba” anlamı verilmiştir . Eleştirinin ana teması bu okumanın kendisidir. Hiçbir dilde “mun” kelimesine çorba dendiğine dair bir belge ve yaşayan bir etimolojik bağ sunulmadan yapılan bu okuma, sübjektif bir kanıdır. Bu “Mun” okuması, asıl potansiyeli, yani kelimenin “Mönü” (Arapça açıklamasıyla ‘bir yudum/tadımlık porsiyon’) olmasını ve DLT’nin (1074) bu kelimenin geçtiği bilinen en eski tarihsel metin olmasını tamamen ıskalamaktadır. Bu tarihsel önemi (1074) görmezden gelip, kelimenin kökenini Latince minutus (küçük) üzerinden 18. yüzyıl Fransızcasına (Turqueri furyasından sonraki bir döneme) bağlayan zorlama etimoloji, tarihsel olarak DLT’den çok daha zayıf bir temele sahiptir. Kaldı ki, “Mönü Listesi” (Menu List) gibi yaygın küresel kullanımlar dahi “Mönü”nün ‘liste’ olmadığını, listenin konusunu (yemeği) belirttiğini açıkça göstermektedir. Sonuç olarak, asıl sorun; DLT gibi birincil bir kaynakta (1074) geçen “Mönü”yü, “Mun” gibi asılsız bir okumayla geçiştirmek ve kelimenin hem tarihsel bağlamını hem de metin içi anlam bütünlüğünü (‘tadımlık porsiyon’) göz ardı etmektir.
- Sayısız Yanlış Transkripsiyonlar: Arap alfabesi ile yazılı Türkçe kelimelere hiçbir dilde hiçbir anlama gelmeyen veri gürültüsü kabilinde harfler sıralanarak mühmel kelimeler üretmek anlaşılır bir metni anlaşılmaz kılma uğraşısına dönüşmüştür. Transkribe edilecek her kelime çok katmanlı incelenmeli, anakronizme kaymaması için kelimelerin ayak izi sürülerek etimolojik kökenlerine uygun transkribe edilmeli , subjektif kanaatler ile delilsiz kelime üretilmemelidir.
- Sistematik Uyumsuzluklar: Metindeki Hakaniye ya da Oğuzca ayrımlarına göre Kaşgarlı’nın zaten verdiği ses değişimlerine dikkat çekilmeli , (örneğin) Bardı yazan kelimeye (Oğuzcada Vardı şeklinde okunur gibi) açıklama yapılmalıdır.
- Metodolojik Göz Ardılar: Azımsanmayacak ölçekte müstensih hataları, karıştırması ve yanlış harekelendirmesi olduğu sürekli göz önünde bulundurulmalıdır.
- Bağlamsal Bütünlük Eksikliği: Metin okunurken, Kaşgarlı’nın entelektüel dünyasını şekillendiren zengin bilgi iklimi göz ardı edilmektedir. Oryantalist bir bakış açısıyla , “Ortaçağ karanlığı” gibi safsatalarla o güne yaklaşmak yerine, Kaşgarlı’yı kendi döneminin birikimi içinde anlamalıyız. Kaşgarlı’nın dünyası, kendisinden önce yaşamış, Batlamyus’un yanlış dünya çevresi hesaplarını düzelten Birüni, iki nokta arasındaki mesafeyi meridyenler üzerinden ölçen İbn Sina gibi devlerin mirası üzerine kuruludur. Kaşgarlı, Mesudi tarihinden beslenerek, sömürgeciler tarafından kaynakları yok edilen Srivijaya halklarını (Güney Türklerini) ve Habeş denizinden Çin’e kadar şehirler kuran Amuroğullarını tanımaktaydı. Bozuk Latin ağzı ile transkripte edilen yer ve halk isimlerini Kaşgarlı’ya dayatmak, bu disiplinler arası derinlikten yoksun kılınmışlıktır.
Sığ ve disiplinler arası bakıştan yoksun bir yaklaşım ile yapılan okumalar Kaşgarlı’nın “dilin işletim sistemi”ni ortaya koyma çabasını görünmez kılmaktadır. Oysa ki, Endüstri 5.0’ın en kritik ihtiyaçlarından biri, “kara kutu”ya karşı “açık sistem” tavrıdır. Günümüzün istatistiksel dil modelleri, karar verme süreçleri insanlar tarafından izlenemeyen ve anlaşılamayan kapalı sistemler olarak işlemektedir. Kaşgarlı’nın modeli ise tam aksine, her bir kelimenin nasıl türetildiğini, hangi kurallara tabi olduğunu ve neden “kullanılan” statüsüne sahip olduğunu açıklayan, son derece şeffaf ve açıklanabilir bir yapı sunar.
Mevcut çeviriler, işte bu şeffaflık katmanını – kelimelerin arkasındaki kural setlerini – okura aktarmakta yetersiz kalmış, böylece Endüstri 5.0’ın güven ve denetlenebilirlik vurgusuna cevap verebilecek tarihsel bir argümanı gölgelemiştir.
Bunun en bariz örneği, Kaşgarlı’nın kendi verdiği kuralların dahi ciddiye alınmamasıdır. Örneğin, Kaşgarlı ğayın (غ) harfinin fiil sonuna gelerek onu isim formuna dönüştürdüğüne örnek olarak “Kışlağ/Kışlak” kelimesini verir. Besim Atalay Bey, Kaşgarlı’nın burada “küçük bir yanılgıya düştüğünü”, ğ harfinin değil “-lağ” ekinin gelerek Kış kelimesinden isim türettiğini söyler. Aslında kendisi büyük bir yanılgıya düşmektedir. Sistematiği görememiştir:
- Kış (İsim)
- +la (ek) → Kışla- (Fiil: Kışlamak)
- +ğ (Kaşgarlı’nın kuralı) → Kışla(ğ)/Kışlak (İsim: Kışlanan yer)
Çevirmen, bu çok katmanlı morfolojik kuralı düşünmeden hatalı bir yaklaşımla bizzat Kaşgarlı’yı hafife almıştır.
Sonuç olarak, mevcut çeviriler, DLT’yi bir “mühendislik manifestosu” olmaktan çıkarıp, anlaşılır sistematiği anlaşılmaz hale getirilmiş bir “filolojik nesne”ye dönüştürme riski taşımaktadır. Bu harf dönüşümlerindeki özensizlikler ve kural ihlalleri ile aşırı yanlış transkripsiyonlar yapılmış; hiçbir dilde olmayan “mühmel” veri gürültüsü, Türkçe kelime olarak sunularak anlaşılır metin anlaşılmaz kılınmıştır. Divanı Lügati Türk çok dilli, çok katmanlı ve disiplinler arası bakışla etimolojik köklersen kopmayacak şekilde yeniden okunmalıdır.
3. Kaşgarlı Mahmud’u Anlamak: Endüstri 5.0’ın Öncü Bir Sistem Mühendisi
Kaşgarlı Mahmud’u ve eseri Dîvânu Lugâti’t-Türk’ü (DLT) layıkıyla anlamak, onu sadece bir dil derlemcisi veya sözlük yazarı olarak değil, 11. yüzyılın koşullarında faaliyet gösteren bir sistem mühendisi ve bilgi mimarı olarak görmeyi gerektirir. Onun metodolojisi, günümüz Endüstri 5.0 paradigmasının öngördüğü prensipleri şaşırtıcı bir şekilde öncelemektedir.
3.1. İnsan-Merkezci Tasarım: Mühmel ve Müsta’mel Dengesi
Kaşgarlı’nın en temel katkılarından biri, dilin teorik olarak mümkün tüm formlarının oluşturduğu devasa kombinatorik uzayı (“mühmel”) ile bu uzaydan dil topluluklarının iletişimsel ve kültürel ihtiyaçları doğrultusunda seçilmiş, test edilmiş ve benimsenmiş işlevsel alt küme (“müsta’mel”) arasında yaptığı sistematik ayrımdır [4]. Bu ayrım, salt bir dilbilimsel sınıflandırmadan çok daha fazlası, derin bir insan-merkezci tasarım felsefesi barındırır.
Kaşgarlı, bir mühendis titizliğiyle, sistemi tasarlarken çıkış noktası olarak insanın pratik kullanımını, iletişim verimliliğini ve toplumsal mutabakatı almıştır. Teknolojinin, kullanıcısı insan olan bir sistem olarak, teorik kapasitesinden ziyade pratik faydaya odaklanması gerektiği ilkesi, Endüstri 5.0’ın “teknoloji insanı tamamlamalıdır” anlayışının tarihsel bir yansımasıdır. Onun “müsta’mel” seçimi, bir anlamda, dilin “kullanıcı deneyimi”ne (UX) yönelik erken bir optimizasyon çalışmasıdır.
3.2. Sürdürülebilir Sistem Tasarımı: Kural Tabanlı Verimlilik
Endüstri 5.0’ın temel taşlarından biri olan sürdürülebilirlik, yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda hesaplamsal ve enerjisel bir olgudur. Modern büyük dil modelleri, dilin karmaşıklığını ele almak için “daha fazla veri, daha fazla parametre” yaklaşımıyla, sürdürülemez kaynak tüketimine yol açmaktadır.
Kaşgarlı’nın yaklaşımı ise bu konuda radikal bir alternatif sunar. Türkçenin sondan eklemeli yapısını merkeze alan ve “Kök+(Ek)^n” şeklinde formüle edilebilecek kural-tabanlı modeli, dilin sonsuz gibi görünen türetim kapasitesini, sonlu sayıdaki morfolojik ve fonotaktik kural setiyle yönetmeyi mümkün kılar [6]. Bu, hesaplama açısından son derece verimli bir stratejidir. Bir sisteme “ev” kökünü ve eklerin kurallarını öğreterek “evci, evcil, evcilik, evsiz” gibi formları üretmek, her bir formu ayrı ayrı ezberletmekten katbekat daha az kaynak tüketir. Kaşgarlı’nın bu “kompakt ve üretken sistem” tasarımı, enerji ve hesaplama açısından sürdürülebilir bir YZ için, istatistiğe ek olarak kural tabanlarını da devreye sokan hibrit mimarilerin neden gerekli olduğunu tarihsel olarak kanıtlamaktadır.
3.3. Dayanıklılık ve Uyum: Çeşitlilik İçinde Birlik Modeli
Endüstri 5.0, küresel şoklara (pandemi, tedarik zinciri krizleri vb.) karşı dayanıklılığı (resilience) vurgular. Dayanıklı sistemler ise merkezi ve kırılgan yapılar değil, çeşitliliği kucaklayan, esnek ve uyum sağlayabilen dağıtık ağlardır.
DLT, bu anlamda sosyolinguistik bir dayanıklılık haritası gibidir. Kaşgarlı, Çuçü’den Çiğil’e, Oğuz’dan Kıpçak’a kadar 20’ye yakın Türk lehçesini, tek bir eserin çatısı altında, ortak bir gramer ve söz varlığı zemininde tanımlayarak işlemiştir [5]. Bu yaklaşım, “çeşitlilik içinde birlik” ilkesinin mükemmel bir örneğidir. Sistem, her bir lehçenin kendine özgü ses değişikliklerini ve kelime dağarcığını kabul edip kaydederken, hepsinin daha geniş bir “Türk dili sistemi”nin varyantları olduğu ortak paydasını korumuştur. Bu, modern dağıtık sistemlerde, farklı cihazların ve alt-sistemlerin (lehler) kendi bağlamlarında çalışırken, ortak bir protokol ve standartlar bütünü (DLT’nin gramer çerçevesi) aracılığıyla bütünleşik kalabilmesine benzer bir mantıktır. Kaşgarlı’nın modeli, teknolojik sistemlerin de farklı kültürlere, bölgelere ve kullanım senaryolarına uyum sağlarken merkezi bir “işletim sistemi” çekirdeğini koruyabileceğini, böylece küresel ölçekte dayanıklılık gösterebileceğini metaforik olarak göstermektedir.
Sonuç olarak, Kaşgarlı Mahmud, DLT ile, Endüstri 5.0’ın aradığı insan-merkezci, sürdürülebilir ve dayanıklı sistem modelini, kendi disiplini olan dilbilim üzerinden inşa etmiş öncü bir sistem düşünürüdür. Onun mirası, bize, karmaşıklığı yönetmenin yolunun her zaman daha fazla kaynak tüketmek olmadığını, bazen daha akıllı, daha kural-tabanlı ve daha şeffaf mimariler geliştirmekten geçtiğini hatırlatmaktadır.
4. Yeni Bir Metodoloji Önerisi: Endüstri 5.0 için DLT Tabanlı Bir Dil İşletim Sistemi
Önceki bölümlerde teorik altyapısı ortaya konan bu tarihsel potansiyeli harekete geçirmek için, DLT’ye yönelik geleneksel çeviri anlayışının ötesine geçen yeni bir metodoloji öneriyoruz. Bu metodoloji, hem filolojik titizliği hem de mühendislik yaklaşımını birleştiren, NLP-destekli ve konsorsiyum tabanlı bir çerçevedir.
4.1. Genişletilmiş Misyon: Çeviriden Dil İşletim Sistemine
Önerdiğimiz uluslararası ve disiplinler arası konsorsiyumun nihai hedefi, salt tarihi bir metni modern bir dile çevirmek değildir. Temel misyon, Endüstri 5.0’ın gerektirdiği verimli, şeffaf ve insan-makine uyumunu gözeten dil işleme yeteneklerinin prototipini oluşturmaktır. Bir başka deyişle, DLT’yi bir “veri kaynağı” olarak değil, tasarım şartnamesi olarak kabul ederek, onun üzerine inşa edilmiş bir “Dil İşletim Sistemi” prototipi geliştirmektir.
Bu sistem, modern bir işletim sisteminin donanım kaynaklarını yönettiği gibi, dilin kombinatorik kaynaklarını yönetmeyi hedefler. Nasıl ki bir işletim sistemi, kullanıcıdan aldığı komutları donanım diline çevirip kaynakları (CPU, bellek) verimli yönetiyorsa, bu “Dil İşletim Sistemi” de doğal dildeki bir ifadeyi (örn. “akıllı ev sıcaklık ayarını yükseltsin”), dilin temel bileşenlerine (kökler, ekler, kurallar) ayıracak, anlamını çıkaracak ve en uygun, en az kaynak tüketen hesaplama yolunu belirleyecek bir altyapı sunmayı vaat eder. Konsorsiyum, bu prototipin mimarisini ve çekirdek modüllerini DLT’den türetecektir.
4.2. NLP-Destekli Çevirinin İkili İşlevi: Metin Çevirisi ve Model Çekirdeğinin İnşası
Çeviri süreci, bu vizyonun merkezinde, iki temel işleve hizmet edecek şekilde konumlandırılmıştır:
- a) Kural Tabanının Çıkarılması ve “Alaturka Entegrasyon Modeli”ne Entegrasyonu:
Geleneksel çeviride göz ardı edilen, DLT’nin dağınık haldeki dilbilgisi kuralları, bu süreçte merkezi bir öneme sahiptir. Önerdiğimiz metodoloji, bu kuralların sistematik olarak tespit edilip yapılandırılmış bir veri tabanına dönüştürülmesini öngörür. Örneğin:
- Kaşgarlı’nın دِك (d-k)kökü için verdiği دِكَ (dik/dük/dık) varyasyonları ve bunları yöneten ünlü uyumu kuralları, check_vowel_harmony(root) gibi fonksiyonel bir kurala dönüştürülecektir.
- [باردی] (bardı)→ [بارتوردی] (barturdı) örneğindeki ettirgenlik eki -tur- kuralı, apply_causative_morpheme(verb_root) şeklinde modellenecektir.
İşte bu yapılandırılmış kural tabanı, doğrudan serinin dördüncü makalesinde detaylandırılan “Alaturka Entegrasyon Modeli”nin kural motorunu oluşturacaktır. Bu motor, saf istatistiksel modellerin aksine, dilin temel yapı taşlarını deterministik kurallarla işleyerek, modelin “dil bilmesini” sağlayacak ve halüsinasyon oranını düşürecektir.
- b) Hibrit Yapının Sürdürülebilirlik Avantajı:
Kural tabanlı bu çekirdek, istatistiksel modellerle hibrit bir yapı içinde çalışacaktır. Bu hibrit mimarinin en önemli avantajı sürdürülebilirliktir. Saf istatistiksel modeller, Türkçenin morfolojik zenginliğini öğrenmek için milyarlarca parametre ve veriye ihtiyaç duyarken, kural tabanlı bir çekirdek, dilin temel mantığını çok daha kompakt bir şekilde kodlar. Bu, modelin eğitimi ve çıkarımı için gereken enerji ve hesaplama kaynağında ciddi bir azalma anlamına gelir. Örneğin, model -lık/-lik ekinin genel anlamını bir kural olarak bildiğinde, kitap-lık, araba-lık, kalem-lik gibi sayısız kelimeyi ayrı ayrı öğrenmek zorunda kalmayacak, böylece daha az veriyle daha yüksek genelleme performansı gösterebilecektir.
- c) Zenginleştirilmiş Veri Seti ile İnsan-Merkezli Etkileşimin Yolu:
NLP-destekli çeviri sürecinin nihai çıktısı, sadece çevrilmiş metinler değil, her bir sözcük ve ifade için morfolojik ayrıştırması, kural ilişkileri, kullanım sıklığı (müsta’mel derecesi) ve coğrafi-kültürel etiketlerle zenginleştirilmiş dev bir veri seti olacaktır. Bu “anlamsal ağ”, YZ modellerinin Türkçeyi yüzeysel istatistikler yerine, yapısal ve bağlamsal derinliği içinde anlamasını sağlayacaktır.
Bu, Endüstri 5.0 bağlamında daha doğal ve insan-merkezli bir etkileşimin kapısını aralar. Bir makine, “Buzdolabının kapağı sıkıştı” şikayetini aldığında, bu zenginleştirilmiş veri seti sayesinde “sıkış-” fiilinin “sık-ış-” şeklinde bir işteşlik eki (-ış-) aldığını ve bunun karşılıklı bir etkileşim veya kendi kendine olma anlamı kattığını anlayabilecektir. Bu derin anlama yeteneği, makinelerin insanlarla yaptığı diyalogları daha anlamlı, daha bağlama duyarlı ve dolayısıyla daha güvenilir kılacaktır.
Bu metodoloji, DLT’yi geçmişin statik bir nesnesi olmaktan çıkarıp, geleceğin akıllı sistemlerinde canlı bir bileşen haline getirecek olan çeviri ve model eğitimi arasındaki döngüsel ilişkiyi kurmayı amaçlamaktadır.
5. Sonuç ve Çağrı: Endüstri 5.0’ın Dijital Türkosphere’i İnşası
Bu çalışma, Kaşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk‘ünü, geleneksel filolojinin sınırlarından çıkararak onu Endüstri 5.0’ın dilsel ve etik açmazlarına çözüm üretecek bir “dil işletim sistemi” şartnamesi olarak okumayı önermiştir. Ortaya koyduğumuz eleştiriler ve metodoloji, teorik bir sav olmanın ötesinde, ölçülebilir ve test edilebilir bir mühendislik projesinin temelini oluşturmaktadır.
Entegre Vizyon: Tarih, Teknoloji ve Değerlerin Sentezi
Önerilen proje, üç sacayağı üzerine inşa edilen benzersiz bir fırsat sunmaktadır:
- Türkçenin Yapısal Rekabetçiliği:Sondan eklemeli yapısı ve morfolojik düzenliliği ile Türkçe, kural-tabanlı işlemde doğal bir verimlilik avantajına sahiptir. Bu avantaj, daha düşük enerji tüketimi, daha hızlı çıkarım süreleri ve daha az veri ihtiyacı olarak somut metriklerle kanıtlanabilecek bir rekabet gücüdür.
- Kaşgarlı’nın Sistematiği:“Mühmel”den “müsta’mel”e seçici entegrasyon paradigması, dilin karmaşıklığını yönetmek için istatistiğe alternatif veya tamamlayıcı, şeffaf ve açıklanabilir bir çerçeve sunar. Bu sistem, modern YZ’nin halüsinasyon, anlam buhranı ve “kara kutu” sorunlarına karşı tarihsel bir panzehir niteliğindedir.
- Endüstri 5.0’ın Değerleri:İnsan-merkezcilik, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık gibi değerler, Kaşgarlı’nın pratik faydaya odaklanan, verimli ve çoğulcu sistem anlayışıyla birebir örtüşmektedir. Bu sentez, asimilasyoncu ve dayatmacı dil modellerinin aksine, çeşitliliği kucaklayan, etik bir YZ yaklaşımının temelidir.
Stratejik Çağrı: Dijital Çağda Özgün Bir Ses Yükseltmek
Burada önerilen, sadece bir teknoloji projesi değil, Türk dünyasını küresel Endüstri 5.0 ve YZ tartışmalarında özgün ve lider bir konuma taşıyacak kültürel ve stratejik bir hamledir. Mevcut seküler, mekanik ve algoritmik tıkanıklık içindeki robotik dil modellerine karşı, bu proje, derin bir tarihsel ve kültürel birikimden süzülmüş insani bir alternatif önermektedir. Türk devletlerine, akademi dünyasına, sivil topluma ve teknoloji endüstrisine, bu vizyonu hayata geçirmek üzere disiplinler arası ve uluslararası bir konsorsiyum etrafında birleşme çağrısı yapıyoruz. Bu, Türkçenin dijital geleceğini garanti altına almakla kalmayacak, aynı zamanda küresel topluma daha şeffaf, adil ve sürdürülebilir bir YZ ekosistemi inşa etme yolunda kritik bir katkı sunacaktır.
Gelecek Vurgusu: Teoriden Pratiğe Somut Bir Adım
Bu makalede ortaya konan felsefi ve metodolojik zemin, bir sonraki adımın temelini oluşturmaktadır. Bir sonraki çalışmamız olan “Alaturka Entegrasyon Modeli: Yapay Zekâ Çağı İçin Tarihsel Paradigma ve Teknik Yol Haritası” başlıklı dördüncü makale, burada önerilen “DLT Tabanlı Dil İşletim Sistemi”nin üzerine inşa edilecek somut bir Endüstri 5.0 Doğal Dil İşleme Çekirdeğini detaylandıracaktır. Söz konusu makalede, modelin mimarisi (“Dinamik Kökleştirme” ve “Kök+(Ek)^n” motoru), enerji ve zaman verimliliğine dair niceliksel hipotezler ve halüsinasyon oranını azaltmaya yönelik kapsamlı bir deneysel protokol ortaya konacak; böylece iddialarımızın teori ve sav olmaktan çıkıp, pratiğe ve ölçülebilir ispata dönüşmesi sağlanacaktır. Bu, Kaşgarlı Mahmud’un mirasını, yapay zekânın geleceğini şekillendiren aktif bir güce dönüştürme yolundaki en somut adımımız olacaktır.
Kaynakça
[1] European Commission. (2021). *Industry 5.0: Towards a sustainable, human-centric and resilient European industry*. Directorate-General for Research and Innovation.
[2] Bender, E. M., Gebru, T., McMillan-Major, A., & Shmitchell, S. (2021). On the Dangers of Stochastic Parrots: Can Language Models Be Too Big? 🦜. Proceedings of the 2021 ACM Conference on Fairness, Accountability, and Transparency.
[3] Akar, A. (2013). Dîvânu Lugâti’t-Türk Çevirileri Üzerine Eleştirel Bir İnceleme. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı – Belleten, 61(1), 45-68.
[4] Yüksel Yeni, A. (2023). Yapay Zekânın Anlam Buhranına 11. Yüzyıldan Bir Çözüm Önerisi. USPUM https://www.uspum.org.tr/yapay-zekanin-anlam-buhranina-11-yuzyildan-bir-cozum-onerisi/
[5] Tekin, Ş. (2019). 11. Yüzyıl İslam Medeniyetinde Bilim ve Düşünce: Fârâbî’den Kaşgarlı’ya Bir Entelektüel Coğrafya. İstanbul: Ötüken Neşriyat.
[6] Yüksel Yeni, A. (2024). Alaturka Entegrasyon Modeli: Yapay Zekâ Çağı İçin Tarihsel Paradigma ve Teknik Yol Haritası [USPUM].
[7] Kaşgarlı Mahmud. (1074). Dîvânu Lugâti’t-Türk. (Besim Atalay, Çev.). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
[8] Atalay, B. (1939). Divanü Lügat-it-Türk Tercümesi. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
[9] Ercilasun, A. B. (2004). Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi. Ankara: Akçağ Yayınları.
[10] Clauson, G. (1972). An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish. Oxford: Oxford University Press.
Ekler
Ek A: Önerilen NLP-Destekli Çeviri Sürecinin Akış Şeması
text
[Girdi: DLT Arap Harfli Metni] | V[Tokenizasyon ve Ön İşleme] | V[Kök ve Ek Ayrıştırma Modülü] | V[Kural Motoru (DLT Kuralları)] | V[Olası Okunuş Önerileri] | V[Konsorsiyum İncelemesi] | V[Zenginleştirilmiş Veri Seti] | V[Çıktı: Yapılandırılmış DLT Veritabanı]
Ek B: DLT’den Çıkarılabilecek Kural Tipleri ve Örnekleri Tablosu
Tablo 1: DLT’de Yer Alan ve Modellemede Kullanılabilecek Kural Tipleri
| Kural Tipi | Açıklama | DLT’den Örnek | Potansiyel NLP Fonksiyonu |
| Fonotaktik Kurallar | Seslerin birleşim kuralları | Ünlü uyumu, ünsüz uyumu | check_phonotactics(token) |
| Morfolojik Kurallar | Eklerin birleşim sırası ve uyumu | İsimden isim yapım ekleri (-lık, -sız), fiilden isim yapım ekleri (-ım, -ış) | apply_derivational_suffix(root, suffix_type) |
| Sentaktik Kurallar | Cümle içi işlevler ve çekim ekleri | İsim çekim ekleri (iyelik, hal), fiil çekim ekleri (zaman, kişi) | inflect_noun(noun, case, possession) |
| Anlamsal Kısıtlar | Belirli kök ve eklerin anlamsal uyumu | “kitap-laş-” gibi anlamsız veya nadir kullanılan türetmelerin elenmesi | check_semantic_compatibility(root, suffix) |
Ek C: Önerilen Uluslararası Konsorsiyum Yapısı
Tablo 2: Konsorsiyumun Disiplinler ve Görevleri
| Disiplin | Katkı Sağlayacağı Alan | Görev Örnekleri |
| Türkoloji / Dilbilim | Dilbilgisel kuralların çıkarılması, lehçe analizi | DLT’deki kuralları yapılandırmak, lehçe farklılıklarını yorumlamak |
| İslami İlimler / Tarih | Kaşgarlı’nın entelektüel bağlamının anlaşılması | Dönemin dilbilim ve mantık eserlerini analiz ederek DLT’yi yorumlamak |
| Yazılım Mühendisliği / Yapay Zekâ | NLP pipeline’ı ve kural motorunun geliştirilmesi | Kural tabanını kodlamak, çeviriyi destekleyen NLP araçlarını oluşturmak |
| Veri Bilimi | Zenginleştirilmiş veri setinin yapılandırılması | Veri modelleme, anlamsal ağ oluşturma |
| Nanoteknoloji | Yeni isim ihtiyaçlarına DLT’den isim önerileri | Türk dilinin mikro makro genişlemesi eklerinin standardize edilerek isim üretimi normları saptanması. (cıkcık-cık-lık-lıklık) |
| Kodeksoloji / El Yazması Uzmanlığı | Orijinal el yazmalarının dijitalleştirilmesi ve okunması | Metinlerin doğru transkripsiyonu, paleografik analiz |
Ek D: DLT Tabanlı Dil İşletim Sistemi Mimarisi
Tablo 3: Dil İşletim Sistemi Bileşenleri ve İşlevleri
| Katman | Bileşen | İşlev | DLT Kökeni |
| Çekirdek Katmanı | Kural Motoru | Morfolojik ve fonotaktik kuralları uygular | DLT’deki sarf ve nahiv kuralları |
| Kök Yöneticisi | Dinamik kökleştirme ve kök nesnesi yönetimi | Cins (جنس) kavramı | |
| Veri Katmanı | Müsta’mel Veritabanı | Onaylanmış kelime ve ifadeler | Müsta’mel kayıtları |
| Mühmel Havuzu | Kombinatorik olasılıklar | Teorik türetim uzayı | |
| Arayüz Katmanı | Doğal Dil Arayüzü | İnsan-makine etkileşimi | Günlük dil kullanım örnekleri |
| API Katmanı | Diğer sistemlerle entegrasyon | Lehçeler arası iletişim modeli |
Tablo 4: Kaşgarlı’nın Entelektüel Dünyasında Etkin Münevverler ve Eserleri
| Sıra | İsim | Yaşam Tarihi (Miladi) | Nereli Olduğu | Disiplinleri | Başlıca Eserleri |
| 1 | Veysel Karanî | -657 | Karen (Yemen) | Zühd (Tâbiîn), Mistik Figür | Eseri yoktur, menkıbevi bir şahsiyettir (Üveysîlik). |
| 2 | Ali (Hz. Ali bin Ebî Tâlib) | (601-661) | Mekke / Kufe | Halifelik, Fıkıh, Kelam, Hitabet, Belâgat | Nehcü’l-Belâga (Hutbeler), Divan (Şiir) |
| 3 | Hasan-ı Basrî | (642-728) | Medine / Basra | Zühd (Tasavvufun öncüsü), Kelam, Tefsir | Eserleri günümüze ulaşmamış, sözleri aktarılmıştır. |
| 4 | Cerir | (650 – 728) | Yemâme | Edebiyat, Şiir (Kaside, Hiciv) | Divan (Ferazdak ile olan “Nakā’id”leri meşhurdur) |
| 5 | Ferazdak | (641 – 730) | Basra | Edebiyat, Şiir (Kaside, Fahriye) | Divan (Arap şiirinin en önemli isimlerinden) |
| 6 | Habîb-i Acemî | -738 | Basra | Tasavvuf (İlk dönem zâhidlerinden) | Eser bırakmamıştır, menkıbeleri aktarılır. |
| 7 | İbnü’l-Mukaffa | (724 – 757) | Basra | Edebiyat (Çevirmen), Siyasetname, Hikâye (Farsça’dan) | Kelile ve Dimne (Çeviri), el-Edebü’l-Kebîr |
| 8 | Ebû Hanîfe | (699-767) | Kufe | Fıkıh (Kurucu İmam), Kelam | el-Fıkhu’l-Ekber (Ona nispet edilir), Müsned |
| 9 | Halil bin Ahmed | (718-786) | Umman / Basra | Dilbilim (Lügat, Sarf, Nahiv), Müzik, Şiir (Arûz) | Kitâbü’l-Ayn (İlk Arapça lügat), Arûz vezninin kurucusu |
| 10 | Mâlik bin Enes | (711-795) | Medine | Fıkıh (Kurucu İmam), Hadis | el-Muvatta’ (Hadis ve Fıkıh) |
| 11 | Sibeveyhi | (760 – 796) | Basra | Dilbilim (Nahiv, Sarf) | El-Kitâb (Arap gramerinin temel eseri) |
| 12 | Muhammed el-Fezârî | -806 | Kufe / Bağdat | Astronomi, Matematik, Takvim | Kitâbü’z-Zîc, Kitâbü’l-Usturlâb (İlk İslam usturlabı) |
| 13 | Câbir bin Hayyân | (721 – 815) | Kûfe / Tûs | Kimya (Simya), Felsefe, Tıp | Kitâbü’l-Kimyâ, Kitâbü’s-Seb’în (Ona atfedilen eserler) |
| 14 | İmam Şâfiî | (767-820) | Gazze / Mısır | Fıkıh (Kurucu İmam), Fıkıh Usûlü, Hadis | er-Risâle (Fıkıh Usûlü), el-Ümm (Fıkıh) |
| 15 | Nazzâm | (775 – 845) | Basra | Kelam (Atomculuk eleştirisi, “Tafra” teorisi) | Eserleri günümüze ulaşmamıştır. |
| 16 | Bâyezid-i Bistâmî | (804 – 875) | Bistâm | Tasavvuf (Sekr hali, Şathiyât) | Eser bırakmamış, sözleri derlenmiştir. |
| 17 | Hârizmî | (780 – 850) | Hârizm (Özbekistan) | Matematik (Cebir), Astronomi, Coğrafya (Sûretü’l-Arz) | Kitâbü’l-Cebr ve’l-Mukâbele, Kitâb Sûreti’l-Arz |
| 18 | Ebü’l-Hüzeyl el-Allâf | (752 – 850) | Basra | Kelam (Atomculuk) | Eserleri günümüze ulaşmamıştır. |
| 19 | İshak el-Mevsılî | (767-850) | Rey / Bağdat | Müzik (Makam teorisi), Edebiyat, Şiir | Kitâbü’l-Egānî’l-Kebîr (Kaynak, eseri kayıp) |
| 20 | Ahmed bin Hanbel | (780-855) | Bağdat | Hadis (Muhaddis), Fıkıh (Kurucu İmam) | el-Müsned (Hadis Külliyatı) |
| 21 | Zünnûn-ı Mısrî | (796 – 859) | İhmîm (Mısır) | Tasavvuf (Marifet teorisi) | Eseri yoktur, sözleri ve menkıbeleri aktarılır. |
| 22 | Kindî | (801 – 866) | Kufe / Bağdat | Felsefe, Matematik, Müzik (Makam), Astronomi | Risâle fî’l-Felsefeti’l-Ûlâ, Risâle fî Hubri Te’lîfi’l-Elhân |
| 23 | Serî es-Sakatî | (772 – 867) | Bağdat | Tasavvuf (İlk dönem âriflerinden) | Eser bırakmamıştır, sözleri aktarılır. |
| 24 | Câhiz | (776 – 869) | Basra | Edebiyat (Nesir), Hitabet, Kelam (Mu’tezile), Hikâye | Kitâbü’l-Hayevân (Zooloji), Kitâbü’l-Buhalâ’ (Cimriler) |
| 25 | İmam Buhârî | (810-870) | Buhara (Özbekistan) | Hadis (Muhaddis) | Sahîh-i Buhârî (En güvenilir hadis kitabı) |
| 26 | Benî Mûsâ (Muhammed bin Mûsâ) | (813 – 873) | Bağdat | Mekanik, Mühendislik (Mimari temelleri), Matematik | Kitâbü’l-Hiyel (Mekanik cihazlar) |
| 27 | İmam Müslim | (821-875) | Nişabur | Hadis (Muhaddis) | Sahîh-i Müslim (En güvenilir hadis kitabı) |
| 28 | Ebu Hanife Dinewerî | (815-896) | Dinavar | Botanik (Bitki Sözlüğü), Astronomi, Tarih | Kitâbü’n-Nebât (Botanik), Ahbârü’t-Tıvâl (Tarih) |
| 29 | Haşhaş bin Said | 889 | Kurtuba (Endülüs) | Coğrafya, Seyahatname (Denizci) | (Atlantik Okyanusu’nu geçtiği rivayet edilir, eseri yoktur) |
| 30 | Ya’kûbî | -897 | Bağdat | Tarih (Dünya Tarihi), Coğrafya | Târîhu’l-Ya’kûbî, Kitâbü’l-Büldân (Ülkeler Kitabı) |
| 31 | Cüneyd-i Bağdâdî | (830 – 910) | Bağdat | Tasavvuf (Sahv/Tevhid ekolünün pîri) | er-Resâil (Risaleler) |
| 32 | İbnü’r-Râvendî | (827 – 911) | Râvend | Kelam (Eleştirel), Felsefe | Eserleri kayıptır. (Örn: Kitâbü’z-Zümürrüd) |
| 33 | İbn Hurdâzbih | (820 – 912) | Horasan | Coğrafya, Seyahatname, Müzik | Kitâbü’l-Mesâlik ve’l-Memâlik (Yollar ve Ülkeler) |
| 34 | İbn Fadlân | 922 | Bağdat | Seyahatname, Coğrafya, Etnografya (Kuzey Stepleri) | Seyahatname (Rihle) (İdil Bulgarları ve Ruslar) |
| 35 | Hallâc-ı Mansûr | (858-922) | Fars / Bağdat | Tasavvuf (Mistik, “Ene’l-Hak”) | Kitâbü’t-Tavâsîn |
| 36 | Taberî | (839-923) | Taberistan / Bağdat | Tarih, Tefsir, Fıkıh | Târîhu’r-Rusül ve’l-Mülûk, Câmi’u’l-Beyân |
| 37 | Ebû Bekir er-Râzî | (865-925) | Rey | Felsefe (Rasyonalizm), Tıp, Kimya | El-Hâvî fi’t-Tıb, Kitâbü’t-Tıbbi’r-Rûhânî |
| 38 | Battânî | (858 – 929) | Harran (Türkiye) | Astronomi, Matematik, Takvim | Kitâbü’z-Zîc (Astronomik tablolar) |
| 39 | Kudame bin Cafer | (873 – 932) | Basra / Bağdat | Coğrafya (İdari/Posta), Edebiyat Eleştirisi | Kitâbü’l-Harâc, Nakdü’ş-Şi’r (Şiir Eleştirisi) |
| 40 | Hakîm et-Tirmizî | (830 – 932) | Tirmiz (Özbekistan) | Tasavvuf (Velâyet teorisi), Hadis | Hatmü’l-Evliyâ, Nevâdirü’l-Usûl |
| 41 | Ebu Zeyd el-Belhî | (850-934) | Belh (Afganistan) | Coğrafya (Haritacılık), Felsefe, Tıp (Psikoloji) | Suverü’l-Ekālîm (Belhî Ekolü haritaları), Mesâlihu’l-Ebdân |
| 42 | Ebü’l-Hasan Eşarî | (873-935) | Basra | Kelam (Kurucu İmam) | Makālâtü’l-İslâmiyyîn, el-İbâne an Usûli’d-Diyâne |
| 43 | İbnü’l-Fakih | (940 sonrası) | Hemedan | Coğrafya, Edebiyat | Kitâbü’l-Büldân (Ülkeler Kitabı, Edebî coğrafya) |
| 44 | Mâtürîdî | (853 – 944) | Semerkand (Özbekistan) | Kelam (Kurucu İmam), Tefsir | Kitâbü’t-Tevhîd, Te’vîlâtü’l-Kur’ân |
| 45 | Süleyman el-Tacir | (Aktif: 851) | Siraf | Seyahatname, Coğrafya (Denizci) | Ahbârü’s-Sîn ve’l-Hind (Çin ve Hint Haberleri) |
| 46 | Fârâbî | (872 – 950) | Fârâb (Kazakistan) | Felsefe, Mantık, Siyaset Felsefesi, Müzik (Makam) | El-Medînetü’l-Fâzıla, Kitâbü’l-Mûsîka’l-Kebîr |
| 47 | İbn Rusta | (913 sonrası) | İsfahan | Coğrafya, Etnografya (Kuzey Stepleri) | Kitâbü’l-A’lâki’n-Nefîse (Hazar ve Rus bilgileri) |
| 48 | Mesûdî | (896 – 956) | Bağdat | Tarih, Coğrafya, Seyahatname | Mürûcü’z-Zeheb (Altın Bozkırlar), et-Tenbîh ve’l-İşrâf |
| 49 | İstahrî | -957 | İstahr | Coğrafya, Haritacılık (Sûretü’l-Arz) | Kitâbü’l-Mesâlik ve’l-Memâlik (Belhî Ekolü) |
| 50 | Mütenebbî | (915-965) | Kufe | Şiir, Edebiyat (Kaside) | Divan (Arap Edebiyatının zirvelerinden) |
| 51 | Teberanî | (873-971) | Akka (Filistin) / İsfahan | Hadis (Muhaddis) | el-Mu’cemü’l-Kebîr, el-Mu’cemü’l-Evsat |
| 52 | İbn Havkal | -977 | Nusaybin (Türkiye) | Coğrafya, Seyahatname, Haritacılık (Sûretü’l-Arz) | Kitâb Sûreti’l-Arz (Yeryüzünün Sureti) |
| 53 | Ebü’l-Hasan el-Âmirî | -992 | Nişabur | Felsefe (Kindi ekolü), Ahlak, Dinler Tarihi | el-İ’lâm bi-Menâkıbi’l-İslâm, el-Emed ale’l-Ebed |
| 54 | İbnü’n-Nedîm | -995 | Bağdat | Bibliyografya, Bilim Tarihi, Edebiyat | El-Fihrist (İlimlerin ve kitapların kataloğu) |
| 55 | El-Hamdani (Ebu Muhammed) | (893 – 947) | Yemen | Coğrafya (Arap Yarımadası), Tarih, Lügat | Sıfatu Cezîreti’l-Arab, el-İklîl (Yemen Tarihi) |
| 56 | Makdisî (el-Mukaddesî) | (945 – 1000) | Kudüs (Filistin) | Coğrafya, Seyahatname, Etnografya | Ahsenü’t-Tekāsîm fî Ma’rifeti’l-Ekālîm |
| 57 | Siczî (Ebû Süleyman) | (912 – 1001) | Sistan / Bağdat | Felsefe (Mantık), Ahlak | Müntehabu Sıvâni’l-Hikme (Ona atfedilir) |
| 58 | İsmail el-Cevherî | (940 – 1002) | Fârâb / Nişabur | Dilbilim (Lügat), Gramer (Nahiv) | Tâcü’l-Luga ve Sıhâhu’l-Arabiyye (Sıhah Lügati) |
| 59 | Firdevsî | (940-1020) | Tûs | Edebiyat (Fars), Şiir (Epik/Destan) | Şehnâme (Fars Edebiyatının başyapıtı) |
| 60 | Ebû Hayyân et-Tevhîdî | (932 – 1023) | Şiraz veya Nişabur / Bağdat | Felsefe, Edebiyat (Edip), Tasavvuf | el-Mukābesât, el-İmtâ’ ve’l-Muânese |
| 61 | Buzurg bin Şehriyar | -1009 | Basra | Coğrafya (Denizci), Hikâye (Hint Okyanusu) | Acâibü’l-Hind (Hindistan Harikaları) |
| 62 | İbn Miskeveyh | (932-1030) | Rey | Ahlak Felsefesi, Tarih, Tıp | Tehzîbü’l-Ahlâk, el-Fevzü’l-Asgar |
| 63 | İbn Hindû | -1032 | Rey | Tıp, Felsefe, Edebiyat | Miftâhu’t-Tıb, er-Risâletü’l-Müşevvika |
| 64 | İbn Sina | (980-1037) | Afşana (Özbekistan) / Hemedan | Felsefe, Tıp, Mantık, Astronomi, Müzik | Kitâbü’ş-Şifâ, El-Kanun fi’t-Tıb |
| 65 | İbnü’l-Heysem | (965 – 1040) | Basra / Kahire | Optik (Fizik), Matematik, Astronomi, Felsefe | Kitâbü’l-Menâzır (Optik Kitabı) |
| 66 | Ebu Said Gerdîzî | -1061 | Gardez (Afganistan) | Tarih (Farsça), Coğrafya | Zeynü’l-Ahbâr (Tarih, Türkler ve Hintler hakkında) |
| 67 | Bîrûnî | (973-1048/1061) | Hârizm (Özbekistan) | Astronomi, Matematik, Coğrafya, Dinler Tarihi (Hint), Tıp | Tahkîku mâ li’l-Hind (Hindistan), El-Âsârü’l-Bâkıye |
| 68 | Ebû Amr ed-Dânî | (981-1053) | Kurtuba / Dâniye | Tecvit, Kıraat, Hadis | et-Teysîr fi’l-Kırââti’s-Seb’ (Tecvit/Kıraat) |
| 69 | Ebü’l-Alâ el-Maarrî | (973-1057) | Maarra (Suriye) | Şiir, Felsefe, Edebiyat | Risâletü’l-Gufrân, Lüzûm mâ lem yelzem (Divan) |
| 70 | Yusuf Has Hâcib | (1017 – 1077) | Balasagun / Kaşgar | Siyasetname, Felsefe, Edebiyat (Türkçe) | Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi, İlk Siyasetname) |
| 71 | Abdülkâhir el-Cürcânî | (1009-1078) | Cürcân | Dilbilim (Belâgat), Nahiv, Tefsir | Delâilü’l-İ’câz, Esrârü’l-Belâga (Belâgat ilminin kurucusu) |
| 72 | Hâce Abdullah Herevî | (1006-1089) | Herat (Afganistan) | Tasavvuf, Hadis, Tefsir | Menâzilü’s-Sâirîn, Kitâbü Zemmi’l-Kelâm |
| 73 | Nizamülmülk | (1018-1092) | Tûs | Siyasetname, Devlet Yönetimi | Siyâsetnâme |
| 74 | El-Bekri | (1014 – 1094) | Huelva (Endülüs) | Coğrafya (Afrika), Tarih, Botanik | Kitâbü’l-Mesâlik ve’l-Memâlik (Batı Afrika bilgileri) |
| 75 | Kaşgarlı Mahmut | (1008 – 1102) | Kaşgar (Doğu Türkistan) | Dilbilim (Lügat, Türkoloji), Haritacılık (Sûretü’l-Arz), Folklor | Dîvânu Lugâti’t-Türk (Türk Dilleri Sözlüğü) |
| 76 | Gazzâlî | (1058-1111) | Tûs | Kelam, Fıkıh, Tasavvuf, Felsefe (Eleştirisi) | İhyâ’u Ulûmi’d-Dîn, Tehâfütü’l-Felâsife |
| 77 | Ömer Hayyam | (1048-1131) | Nişabur | Matematik, Astronomi (Takvim), Felsefe, Şiir | Rubâîyyât, Risâle fi’l-Berâhîn (Cebir), Celâlî Takvimi |
| 78 | Senâî-i Gaznevî | (1080-1131) | Gazne (Afganistan) | Tasavvuf, Şiir (Mesnevi), Edebiyat | Hadîkatü’l-Hakîka, Seyrü’l-İbâd ile’l-Meâd |
| 79 | İbn Bâcce | (1085 – 1138) | Zaragoza (Endülüs) / Fas | Felsefe, Tıp, Astronomi, Müzik | Tedbîrü’l-Mütevahhid (Yalnızın Tedbiri) |
| 80 | Zemahşerî | (1075-1144) | Hârizm (Özbekistan) | Tefsir, Dilbilim (Lügat, Nahiv, Belâgat), Kelam | el-Keşşâf (Tefsir), Esâsü’l-Belâga (Lügat) |
| 81 | Şehristânî | (1086-1153) | Şehristan (Türkmenistan) | Kelam, Dinler Tarihi (Milel-Nihal), Felsefe | el-Milel ve’n-Nihal, Nihâyetü’l-İkdâm |
| 82 | İbn Zühr | (1094-1162) | Sevilla (Endülüs) | Tıp, Eczacılık, Fıkıh | et-Teysîr fi’l-Müdâvât ve’t-Tedbîr (Klinik Tıp) |
| 83 | Ebü’l-Berekât Bağdâdî | (1080 – 1165) | Bağdat | Felsefe, Tıp, Fizik | Kitâbü’l-Mu’teber fi’l-Hikme |
| 84 | Muhammed el-İdrisi | (1100-1165) | Septe (Fas) / Sicilya | Coğrafya, Haritacılık (Sûretü’l-Arz), Seyahatname | Kitâbü Rucâr (Roger’ın Kitabı / Tabula Rogeriana) |
| 85 | Abdülkâdir Geylânî | (1077-1166) | Geylan / Bağdat | Tasavvuf, Fıkıh, Kelam | el-Gunye li-Tâlibî Tarîki’l-Hak, Fütûhu’l-Gayb |
| 86 | Muhammed ez-Zührî | (1154-1161) | Gırnata (Endülüs) | Coğrafya | Kitâbü’l-Ca’râfiyye (İdrîsî’nin öncüllerinden) |
| 87 | Ahmed er-Rifâi | (1118-1182) | Vâsıt | Tasavvuf, Fıkıh | el-Burhânü’l-Müeyyed, el-Hikemü’r-Rifâiyye |
| 88 | İbn-i Tufeyl | (1110 – 1185) | Vâdiâş (Endülüs) / Merakeş | Felsefe, Tıp, Roman, Hikâye | Hay bin Yakzân (Felsefi roman) |
| 89 | İbn Rüşd | (1126-1198) | Kurtuba (Endülüs) / Merakeş | Felsefe (Aristoteles Şârihi), Fıkıh, Tıp, Mantık | Tehâfütü’t-Tehâfüt, Faslu’l-Makāl |
Not: Bu makale, “Yapay Zekâ Çağı Türk Çağı Olacaktır” ve “Yapay Zekânın Anlam Buhranına 11. Yüzyıldan Bir Çözüm Önerisi” başlıklı önceki çalışmaların üzerine inşa edilmiştir ve “Alaturka Entegrasyon Modeli” başlıklı dördüncü makale ile tamamlanacaktır.
